Kampın verilen ilk ara gününe sabah 08.00 gibi başladım.
Bavulum çok büyük olmadığı için Bolu’ya gelirken yanımda yalnızca iki kitap getirebildim. Birisi Alper Özbilen’in Linux Sistem ve Ağ Yönetimi, diğeri Turgut Uyar’ın Dünyanın En Güzel Arabistanı’ydı. Kahvaltıdan önce Akçaburgazlı Yekta ile hasbihâl ettik. Bunu pek hoş buldum.
Öğleden sonra oda arkadaşlarımla birlikte Bolu Merkez’e gittik. Geldiğimizden beri hocalardan ve öğrencilerden methini bolca duyduğumuz Kubbealtı isimli bir gözlemeci vardı. Merkeze ulaşınca doğrudan orayı bulup meşhur yoğurtlu gözlemelerinden yedik. Giderken çok büyük bir beklentim yoktu ama yedikten sonra söylenenlere fazlasıyla hak verdim, az bile diyorlarmış.
Kalan zamanımı YouTube listemden bir şeyler izleyerek geçirdim. 140journos’un anadolu’da bir hayalet dolaşıyor: “komünist başkan”videosunu çok beğendim. Video haricinde internet sitesi için hazırlanan metin de oldukça doyurucuydu.
Kampın ve derslerin atmosferinden pek fazla uzaklaşmamak adına Mehmet İnce’nin GDG DevFest 2014'te yaptığı “Web Application Attacks and Trusting to Frameworks” isimli konuşmasını izledim. Konuşmanın ardından ise konularını konuşmanın içerisinden cımbızlayarak seçtiğim birtakım okumalar ve ön araştırmalar yaptım.
- Web Uygulama Güvenliğinde False Positive Sorunu
- Bug bounty program
- Sıfır-gün
- Kitle kaynak
- r/netsec
- MD5 Collision
Yarın 09.30 itibarıyla derslere yeniden başlanacak. Bir sonraki ve son ara önümüzdeki hafta salı günü verilecek.